Tıpta özellikle de kardiyoloji alanında, hastalıklara karşı tanı ve tedavi yöntemleri baş döndürücü bir hızla gelişmeye devam etmektedir. Buna rağmen Dünya’da ve ülkemizde bulaşıcı olmayan hastalıklar özelinde birinci ölüm nedeni halen kalp damar hastalıklarıdır. Bir kardiyoloji hekimi olarak ve duyarlı bir anne olarak, bu değişim ve gelişim sürecini çok yakından takip etmekteyim. Bütün bu bilgi akışı ve tedavi seçenekleri içinde kalp krizlerinden ölümü engellemek için en etkili yöntemin, kalp hastalıklarının gelişmesini önlemek olduğu kanaatindeyim. Erişkin hayatta kalp sağlığımızı belirleyen en önemli faktörlerden biri de, çocukluk çağında edindiğimiz alışkanlıklarımızdır. Bu anlamda hem kendi hayatımızda hem de evlatlarımızın hayatında yapacağımız küçük dokunuşlar, büyük fark yaratacaktır.
Belirteceğim temel adımlar: hareket etmek, uygun kiloda olmak, sigara içmemek ve uyku kalitemizi düzgün tutmaktır. Haftada 5 gün yapacağımız 30 dakikalık yürüyüşler ile stresimiz azalmakta, tansiyonumuz dengelenmekte ve kalbimiz bu egzersiz ile güçlü ve sağlıklı kalmaktadır. Bir çok araştırmada yürüyüşlerin açık havada, özellikle yeşil alanlar (park, bahçe) ve mavi alanlarda (deniz, akarsu kenarı gibi) yapıldığı taktirde stres üzerine olumlu etkisinin daha fazla olduğunu göstermiştir. Kendimizi koşu bantlarına ve spor salonlarına hapsetmek yerine açık alanda yürümenizi tavsiye etmekteyim. Ayrıca mevcut COVID 19 salgınını tam olarak atlatamamışken açık havada yürümeniz sizi salgından da koruyacaktır.
Gelişen teknolojinin aslında şu an benim size ulaşmamı sağlayan güzel etkilerinin yanı sıra maalesef pek çok yan etkisi de bulunmaktadır. Gençlerde ve erişkinlerde dijital ekrana bakma süremizin artması vücudumuzun hareketsizliğini arttırmakta; sosyal medyada başka kimlikleri ve hayatları izlemenin ve takip etmenin verdiği ruhsal toksik etki stres seviyemizi arttırmakta, ayrıca mavi ışık nedeni ile uyku kalitemiz ciddi anlamda bozulmaktadır. Uykusuzluk konusunu yabana atmamak gerekmektedir. Hatta bu konuyu başka bir makalede ayrıntılı incelememin iyi olacağını düşünmekteyim. Ancak hızlıca bahsetmek gerekirse uyku kalitesinde ciddi bozulma, kalp- damar hastalıkları riskini %10-40 arttırmaktadır. Uykuya dalmada güçlük, gece uyku ortası uyanma, gece boyunca yanındakini rahatsız edecek derecede horlama, yorgun uyanma, gün içerisinde uykulu olma durumları mevcut ise büyük ihtimalle uyku probleminiz var demektir. Bu probleminizi aşmak için ilgili adımları atmanız kalp sağlığınız için önem teşkil etmektedir.
Tüm bunların ötesinde kan şeker düzeyi ve kolesterol düzeylerinin belli aralarla kontrolü ve kan basıncının değerlendirilmesi sizi kalp krizi ve inme gibi ciddi birçok hastalıktan koruyacaktır. Alışkanlıklarımızın sağlığımızı şekillendirdiği hep akılda tutmakta fayda olduğunu düşünmekteyim, özellikle kalp hastalıklarında bazen seçimlerimiz kaderimizi belirlemektedir. Sigara kullanımı maalesef ülkemizde kalp hastalıklarını arttıran hareketsizlik kadar önemli, kötü bir alışkanlıktır. Neyse ki kalp hastalıklarında, sigarayı bırakmak için hiçbir zaman çok geç değildir; sigarayı terk etmenin her zaman kalp üzerinde olumlu etkisi bulunmaktadır. İşte bu noktada Atalarımızın dediği gibi ‘zararın neresinden dönsek kârdır’ sözünü sigara için uyarlayabiliriz ‘ sigaradan ne zaman vazgeçsek kalbimiz için kârdır’ Kalp sağlığımızı korumak işte bu kadar basit. Her şey istemekle ve karar vermekle başlar, bir adım atın ve sonra ikinci adımı da atın. Ödülünüz sağlıklı yaşam olsun. Güneşli ve güzel günlerde görüşmek dileği ile…